necmi-karabacak
necmi-karabacak

La Ali Fuat

3 min


130
233 shares, 130 noktalar

LA ALİ FUAT , LA ALİ FUAT…

Şükrü Amca (Şavrole Şükrü Durhat) ile benim küçük bir hikayem var.

Palamut çapari zamanı , Şükrü Amca işini gücünü ayarlamış babamla çapariye çıkacaklar. Fakat babamın fabrikada öngörülmeyen bir işi çıkıyor balığa çıkma yatacak gibi. Şükrü Amca bir taraftan taksicilik bir taraftan tütün yaptığı için belki de tek boş günü, çok canı sıkılıyor.

O üzülmesin diye babam kendince çözüm bulmaya çalışıyor. Bir umut evi arıyor telefona ben çıkınca “hah oğlum hemen limana gel benim işim çıktı Şükrü Amcanla sen gidecen balığa” dedi ve telefonu kapattı. Tabii emir demiri keser. Bahane (yok arkadaşlarla denize girecem, yok maça gidecem gibi) üretme şansım yok. Hemen limana gittim. Babamla Şükrü Amca kayığın yanında, ancak şöyle bir sorun var. Kayık, Molla Ahmet’in (Ahmet İnan) küçük kayığı içinde Farmay Motor çalıştırması fermana mahsus. Vukuatlı bir motor, daha önce kiminin koluna kiminin çenesine hasar vermişliği var. Sol kolla çevriliyor ve sentesi çok sert olduğu için geri tepmesi var. Şimdiler de çoğu kayıkta var olan marş dinamosu ve şanzıman tertibatı yok. Motoru ne Şükrü Amca ne de ben çalıştırabiliyoruz. Neyse babam iskeleye bağlı iken motoru çalıştırdı bize de ” Sakın motoru stop etmeyin balık vurursa rölantide balığı içeri alın sonra devam edin ” diye sıkı sıkı tembihledi ve bizi limandan yolcu etti. Şükrü Amca’nın gönlü olmuştu. Bende zaten en keyif aldığım şeylerden birini yapıyordum. Limandan çıkışta baktık bütün kayıklar Koz köy altı hizasında toplanmış dolaşıyorlar bizde istikameti o tarafa çevirdik.

Tam Paşa Mezarlığı hizasında balık vurdu hemen çektik. 3 tane palamut cepteydi. Üstelik ilk denememiz oldukça başarılıydı. Tekrar yola koyulduk , kayıkların yanına vardığımızda birer ikişer balık tuttuklarını gördük. Bizde o civarlarda dolaşmaya başladık. Çapari elinde olan Şükrü Amca birden ” la Ali Fuat, la Ali Fuat” diyerek telâş içinde çapariyi elime tutuşturdu. Çapari o kadar ağırdı ki ha koptu ha kopacak. Kasnak elimde kalıncaya kadar kalama verdim ama çapariyi de kopartmadık. Yavaş yavaş çektim o da ne neredeyse her kancaya bir balık vurmuş püskül gibi. Balığı bin bir güçlükle içeriye almasına aldık ama bizdeki telaşe bitmiyor.
Şükrü Amca kayığın baş tarafında, ben kıç tarafında. Tabii benden ağır olduğu için pervane sudan çıkıyor rölantide çalışan motor birden devire kalkıyor o heyecanla Şükrü Amca kayığın kıç tarafına gelmeye çalışıyor bir hengame yaşıyoruz kayığın içinde. Balıkları kurtarmasına kurtardık ama o telâşın içinde çaparinin motorun volantına sarmasına engel olamadık. Mecburen motoru stop ettirmek zorunda kaldık.
Güç belâ volantı misinadan temizledik ama gel gör motoru kim çalıştıracak. Kaldık mı neredeyse Etyemez altı hizasında denizin ortasında. Kayıklarda balık alıyor üçer beşer kime rica edersin ki bizi limana çekin diye. Kürekleri taktık yavaş yavaş limana doğru çekmeye başladık. Şükrü Amca isyanda ” yahu ne güzel balık tutacaktık başımıza gelene bak artık akşama kadar anca gideriz” deyip duruyor. 15 – 20 dakika kadar sonra Korsan Ömer Abi (Ömer Şahin, o zamanlar Molla Ahmet Abi’nin büyük kayığını çalıştırıyor) bizi öyle kürek çekerken görünce yanımıza geldi ” ne oldu” dedi. Bizde olan biteni anlattık. O da bizim kayığa rampa oldu “ben motorunuzu çalıştırayım sizde balık tutmaya devam edin yine bir şey olur diye de gözüm üzerinizde olacak panik yapmayın” dedi. Sağ olsun motorumuzu çalıştırdı. Siz, bizdeki sevinci görecektiniz. Ancak sevincimiz kayıkta başka çapari olmadığını öğreninceye kadar sürdü. Kös kös limanın yolunu tutmuştuk ki, Ramis Şahin Amca’ya denk geldik.
O sırada balık da av vermeye başlamış kayıklar peş peşe taktırmaya başlamıştı. Ramis Amca’dan ödünç bir çapari istedik o da ” valla benim de bir tane yedek var onu vereyim ama benim çapariye bir şey olursa geri alırım ha” diyerek yedek çaparisini bize verdi. Biz yine sevindirik olduk ama bu seferde sevincimiz uzun sürmedi.
Ramis Amca bize çapariyi verdikten hemen sonra daha yanımızdan uzaklaşmadan balık bir yükleniyor çaparisini kopartıyor. O da doğal olarak bize verdiği çapariyi geri istemek zorunda kalıyor. Mecburen Adam’ın çaparisini verdik. Ve Şükrü Amca biraz canı sıkkın “oğlum kısmetimiz bu kadarmış hadi kazasız belâsız limana dönelim bugünü de yaşamadık demeyiz” diye bir taraftan bana da teselli veriyor.

Bu arada ikinci seferde 29 adet palamut çekmişiz her biri 300 – 400 gram arası toplam 32 adet palamutla limana dönüş…
Sonuçta sağlimen limana geldik. Kayığı iskeleye bağlamıştık ki babam geldi. Hayırdır neden erken geldiniz diye soracak oldu. Şükrü Amca’da kayış koptu. Başladı saydırmaya babam sakinleştirmeye çalışarak “boş ver ya bunun adı balıkçılık bak sonu CILIK yorma kendini ,sen kendini ayarla yine gideriz” diyerek daha fazla günaha girmesini engellemiş oldu.

Saygıyla sevgiyle özlemle anıyorum babamı ve Can arkadaşı Şükrü Amca’yı ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Ahmet İnan, Ramis Şahin ve Ömer Şahin’e sağlıklı sıhhatli uzun ömürler dilerim.

Sağlıcakla kalın Gümenüz Nostalji Ailesi…
18.06.2021
Ali Fuat Karabacak


Like it? Share with your friends!

130
233 shares, 130 noktalar

Bu habere bir tepki vermek ister misin! Aşağıdan seç, tıkla

Şaşırdım Şaşırdım
0
Şaşırdım
Eğlenceli Eğlenceli
0
Eğlenceli
Beğenmedim Beğenmedim
0
Beğenmedim
Beğendim Beğendim
2
Beğendim
Komik Komik
0
Komik
Üzüldüm Üzüldüm
0
Üzüldüm

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ali Fuat Karabacak